Kayıtlar

BOYKOTU BIRAK

 Yazının başlığı şaşırttı belki ama şaşırmayalım. Evet ciddi ciddi boykotu bırakmaktan bahsediyorum.   Neden mi? Çünkü boykot, bir topluluk veya bir ülkeyle belli bir amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesmek, demek. Peki amaç, sadece bugün Filistin'e atılan bombalara destek olmaktan sakınmak mı? Oysa bizim amacımız, barbar ve vahşi İsrail ile ona yoldaşlık edenlerin büyümesine engel olmak olmalıydı. Bunu yapmadığımız için, arada belki bir kaç yılda bir boykot diye bir gündemimiz oluşuyor ve sonra basının gündeminden Filistin katliamı düşünce bizim boykotlar da rafa kalkıyor.  Velhasıl demem şu ki; boykotu doğru anlamak lazım. İsrail katliamına çanak tutan, onaylayan veya duyarsız kalan ürünler, kurum/kuruluşlar, şahıslar elbette boykot edilmeli. Peki ya zaten İsrail'e ait veya ABD, İngiltere, Fransa gibi çeşitli ülkelerde kurulan açıktan  onları fonlayan destekçisi olan firmaların ürün veya hizmetleri! n'olacak? İşte bu noktada öyle bir şey olmalı ki boykota...

BİR ŞEY

Resim
  BİR ŞEYLER SÖYLEMELİ Bir şey söylemek istiyorum. Hayatta çok önemsenen bir şey var. Gerçekten de önemli. Nasıl anlatılır ki böyle şeyler...   Kaç kişi farkında bilmem ama günlük hayatta kullandığımız cümlelerin yarısında "şey" var, yazımın girişinde kurduğum birkaç cümlede bile. Ne kadar ilginç, aslında anlamsız olmasına rağmen çok fazla yer tutmuş dilimizde. Can simidi gibi adeta; konuşurken kavram düşünmemek için hemen "şey" deyip geçiyoruz. İyi ki "şey" var, ne yapardık yoksa? Aslında bu kelimenin felsefik bir boyutu var elbette ama günlük hayatta öyle alelade çok kullanımından rahatsızlık duyuyorum. Bakın doğru ve yerli yerinde kullanımından bahsetmiyorum olur olmaz her an söylenip yazılması üzücü olan. Günlük hayatta yaptığımız konuşmaların çoğunluğunda olması yetmiyor gibi şimdi ders kitaplarında da sık sık rastlar olduk, hatta konu başlıklarında bile. Akademik nitelik taşıyan bu kitaplar yazılırken nasıl oluyor da dilimizin  kısırlaştırıldığı fa...

İYİ BAK KENDİNE

Resim
   İnsan dünya için var edilmedi ama dünya üzerinde  var ve güzel bir yaşam sürmek istiyor;sağlıklı, mutlu, huzurlu, güvenli… Fakat hayat insana her an beklediklerini sunmuyor. Zaten hiçbir inançta bize böyle bir vaadde bulunan bir yaratıcı, elçi yada lidere de rastlamadım. Peki dünya sunmuyor diye sen huzur ve mutluluktan mahrum mu kalacaksın? Elbette “hayır” madem öyle kendin sağlamalısın bunu. Nasıl mı kendine özel olduğunu hatırlatmakla işe başla. Sen bu dünyada teksin, biricik, başka yok. Madem öyle o halde nadide bir mücevher kadar özen göster kendine ki başkaları da öyle değer versin. Çünkü sen kendine ne değer verirsen çevrende onu bulursun. İçine atıp durdukların ya çöp yığını haline gelip seni rahatsız edecek yada o atıkların geri dönüşüm olacak kazanacaksın. İyi bak kendine, biriktirdiklerinin seni güçlendirmesi elinde. ”Çöp mü, dönüşüm mü?” Seçim senin…