BİR ŞEY
BİR ŞEYLER SÖYLEMELİ
Bir şey söylemek istiyorum. Hayatta çok önemsenen bir şey var. Gerçekten de önemli. Nasıl anlatılır ki böyle şeyler...Kaç kişi farkında bilmem ama günlük hayatta kullandığımız cümlelerin yarısında "şey" var, yazımın girişinde kurduğum birkaç cümlede bile. Ne kadar ilginç, aslında anlamsız olmasına rağmen çok fazla yer tutmuş dilimizde. Can simidi gibi adeta; konuşurken kavram düşünmemek için hemen "şey" deyip geçiyoruz. İyi ki "şey" var, ne yapardık yoksa? Aslında bu kelimenin felsefik bir boyutu var elbette ama günlük hayatta öyle alelade çok kullanımından rahatsızlık duyuyorum. Bakın doğru ve yerli yerinde kullanımından bahsetmiyorum olur olmaz her an söylenip yazılması üzücü olan. Günlük hayatta yaptığımız konuşmaların çoğunluğunda olması yetmiyor gibi şimdi ders kitaplarında da sık sık rastlar olduk, hatta konu başlıklarında bile. Akademik nitelik taşıyan bu kitaplar yazılırken nasıl oluyor da dilimizin kısırlaştırıldığı fark edilmiyor? Zaten kelime hazinesi dar bir nesil yetişiyorken, Milli Eğitim Bakanlığına ait yayınların da bu duruma tabiri caizse çanak tutması benim canımı çok sıkıyor. Oysa söylenecek sözlerimiz olmalı, binbir çeşit kavram varken bir "şeye" tutunup kalmamalı. Elbette kullanılır ama nadiren veya gerektikçe, belki bir anda kavram bulamayıp konuşmanın akışını bozmamak için can simidi niyetine. Her konuşmada, her durumda, her zaman değil. Böyle devam edersek zaman içinde birçok kavramı rafa kaldırıp kısırlaştırdığımız Türkçemiz göz göre göre gidecek. Zaten yeni nesil, kelimeleri yarım yamalak kullanıyor. Dilimizin zenginliğini "Öz Türkçe" diye bir çalışmaya kurban vermişken maalesef gençliğin tamamen yabancı kelimelerin esiri oluşunun önü alınamadı. Kullandıkları on cümlenin beşi İngilizce kalanlarda kısaltma ve basma kalıp. Onlardan bazısını söylendiği gibi yazayım"bro, kank, tenks,hay,bay,okeys, yes,aynen, yuh, oha,çüş,vaayy,lan,mam,adamsın,tirrek, yaa..." Kelime hazinesi bunlarla dolu ve oldukça sınırlı olması yetmiyor gibi bir de "şey" diye bir sözcük, bir çok kavramın yerine koyulup ders kitaplarında sunuldu genç dimağlara. Sonra bye bye Türkçe.
Peki sadece dil mi etkilenen? Elbette hayır. İnsanlar kelimelerle düşünür, hayatı kavramlarla/kelimelerle algılayıp idrak eder. Kelimeler azaldıkça hayatı algılayıp anlamlandırmada bir o kadar sığlaşıyor. Duygularını bile doğru tanımıyor, tanımlayamıyor insan ve başkalarına da doğru tanıtamıyor kelime yetersizliğinden. Harf inkılabı değil benim bahsini ettiğim günlük hayatta kullanılan dile yerleşmiş benimsenmiş Arapça ve Farsçadan geçen Osmanlı Türkçesinin parçası olan kavramlar, bunlar neden çirkin ve atılası geldi bilmem ama kimbilir belki de bu yüzden yitirdik saygıyı,nezaketi; kendini ifade edememenin öfkesini başkalarına yansıttık, dilsiz çocukların hırçınlığı gibi...
Unutmamak lazım; hayat koruyabildiklerin kadardır. Sahip çıkamadıklarını alırken senden, arta kalan kırıntılara razı bırakır.
Bir şey söylemek lazım şu fani dünyada,
Öylesine bir şey değil anlamlıca.
Bir şey söylemek lazım mıhlarcasına.
Hayır hayır bir söz, bir mana
Belki de payidar kalırcasına...
Yorumlar
Yorum Gönder